15 Mayıs 2009 Cuma

Bizi Aşk Kurtaracak

Sevgilim senle ben sevgiden çok ayrı şeyler anlıyoruz 

sen güce bense aşka aşığız bu yüzden anlaşamıyoruz 

içimde koskocaman bir yer sana da başkalarına da yeter 

bu yürek aşkla ölür bin defa bin defa doğar aşkla yeniden 

gelir geçer ne sevdalar değişir her şey, değişir insan 

seneler sonra utanır herkes bu boş, anlamsız, küçük oyunlardan 

ateşle oynama, ateşle oynama sonunda ellerin, dillerin yanacak 

dilersen gel beni bir kere daha vur vurduğun yerlerde güller açacak sevgilim anlamsız bu savaş savaşlardan daha güçlüdür aşk 

bitecek kavgalar, bitecek bu hayat sevgilim bizi aşk kurtaracak. 

S.Aksu

Bir saat ne kadar?

Zamanı tutamıyorum, birileri saatimi hızlı çeviriyor, oturduğum koltuğu altımdan alıyor. Ben yürümüyorum yolları çekiyorlar altımdan. Güneş ayı, ay güneşi kovalıyor. Dalgalar daha hızlı dövüyor sahillerimi. Bir kendine çekiyor, bir sahile atıyor. Koşmalı mı, uçmalı mı bilinmez ancak bir şekilde yakalamalı geçen zamanı. Pazartesi sandım, salıymış derken bir baktım cumaya girmişim.

Akarsudan aşağıya yuvarlanmak bazen zevk veriyor insana, hele o durgun sularda sallanırken. Gülüyorsun çılgın sularda sana çarpan kayalara, seni kah yoran, yıpratan, kah güçlendiren, kamçılayan. Hep aynı; bir süt liman, bir canavar, hiçbirinden kopamıyoruz.

Bu da gelir, bu da geçer...


Kurduğumuz bir dünyada,
kurduklarımızla mutlu oluyor,
kurduklarımızla mutsuz,
kendi koyduğumuz duvarlarla;
özgürlük savaşçıları kesiliyor,
dikte edilenler için ölüyor, öldürüyoruz
oysa ki insan için kim söyledi
doğru olanı?
Sevdiğimiz renk bizim mi?
Yakıştırdığımız saç modeli,
biz biz miyiz?
Akıntıda durup, durduğun yeri
anlamaya mı çalışmalı?
Amaç nedenini mi bulmak,
yoksa bir neden olmak için mi uğraşmak?
Düşünsene gelmişsin otuz beşine,
ne ileri ne geri, ne olmuş?
Ne oldu o kadar ağladığın?
Paralı günler, parasız günler,
kızla el ele,
yalnızlıkla el ele,
ha denizde, ha işte,
kafandaki dikişler canını mı yakıyor,
ayrıldığın sevgilini mi düşünüyorsun?
Ne oldu şimdi?
Sence otuz beş yaşın kendi içindeki
ihtişamını kırk üçün umursayacak mı?
Aynı otuz beşin, yirmi beşi umursadığı gibi.
O yüzden değil mi gelip, geçişleri,
Onların, yirmilerin, otuzların, kırkların...
Anlamlı mı, ne olacak?
Onu mutlu et, bunu mutlu et
ya da bencil ol.
Şimdiden başka, aldığın ... şu nefesten
başka ne var!
Yanına koymasan gururunu, egonu,
şuyunu buyunu ne var elinde?
Bunlarla mı varsın, bunlarsız var mısın?
Bunlar ne ki hiçten başka...