1 Nisan 2009 Çarşamba

Mucize... Bahar ve Aşk...


Bahar bir mucize doğurdu, aşk. 
Şimdi beyaz atlı prensini bekleyenler, prenses kıyafetlerini giydiler ama bir soru takıldı akıllarına; "Ben beyaz atlı prensimi bekliyorum ama ben prenses miyim?"

Orkestra şefi sopasını uzattı, aynı enstrümanlar, başka melodi çalmaya başladı. Önce dil başladı aşk aşk diye inceden, ardından basa basa kalp titredi aşk diye. Gözler parladı dilin devam edeceği aşkı mırıldanmaya. Dil söyledi söyledi ve haykırdı göğe, güneşe kadar aşk diye. Artık eller, ayaklar hepsi aşk diyordu bahar sonatında... 

Ve bir mucize oldu; düşünce konuştu, bahar uyandı, şef durdu, dil sustu, kalp de durdu, düşünce ruh dedi. Ruh, ben aşkım dedi. Beni çağırdın ama ben hep vardım, yakındaydım, içindeydim. Sen beni beklerken ben burdaydım hiç gitmedim. Sen beni duvarların arkasında, toprakların altında, okyanusların dibinde bıraktın ama ben aşkım ne yaparsan yap parlarım. Ben bir mucizeyim, sana umudu veririm, aşk ol diye. Umudun mucize olur aşk olursun, ruh olursun, ruhum olursun, biz oluruz. Sonra en mükemmel şeyi seni görürüm aynada.