11 Haziran 2009 Perşembe

Faruk Bayülkem'in ardından...

Dün örnek aldığım, sevdiğim bir insanı Faruk Bayülkem'i kaybettik. Kendisi ile 80 yılların başında tanıştım o zamanlar sadece o her zaman ki giyim tarzı ile, ya papyon ya kravatı dikkatimi çekmişti. Hep çok nazik konuşur, konuşanı da ilgili ile dinler ve bunu belli ederdi. Yardım taleplerini geri çevirmezdi, ya kendisi ilgilenir ya da benim selamımı şuna söyleyin o halleder derdi.

Sakıp Sabancı ile bir ödevim için bana röportaj ayarlamıştı, ödevden 9 dokuz almıştım, hoca not düşmüştü "malzeme güzel ama yazım zayıf".

Tanışmamızdan sonra Leo kulüp vasıtası ile kendisinden çok defalar faydalanma şansını bulmuştum. Sevgili arkadaşım Selim'in de dedesi idi. Ve ne gariptir ki babamın da Lion olması için 70 li senelerin sonunda önericisi olmuştu, kendisi Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin baş hekimi iken babamda yeni mezun teknik şef olarak hastanede onunla çalışmış ve hastane içi değişik projeler sayesinde kendisi ile yakınlaşmıştı.
Selim'den öğrendiğime göre bir iki ay öncesine kadar hep bildiğimiz Faruk Bayülkem olarak kalmış, ne mutlu ona, umarım biz de akıl sağlığımızı kaybetmeden bu dünyadan göçeriz.
Bana sigaranın zararları ile ilgili onlarca şey öğretti. Bak çocuğum der, bilgi bombardımanına tutardı.
Hiçbirşey ölmez, her şey yaşar, sen, seni düşündüğüm her an var olacaksın, seni hep düşüneceğim, sevgim seninle olsun, senin ki benimle...