Yine geçiyor içim, tersim düz, düzüm ters oluyor, bilmiyorum hangi yüzüm düz. Düşmanlarla savaşan bir kostümüm yok geceleri çıkardığım, düşmanım yok, savaşım kendimle.
Aklar, karalar, akan duygular... Ne kadar tuhaf, boğulmaktan korkulmaz mı? Dibini görmek, bir daha hiç nefes alamayacağını düşünmeden, dibe dibe inmek... Dipte ışığı görmek onun mutluluğu ile ışık olmak... Ne fark eder bir saniye olsun kalan zaman, o bir saniye tüm yaşanan zamana değer...
Işık olmak seninle aynı nefeste,
Işık olmak seninle aynı histe,
Işık olmak, yanmak seninle...
28 Nisan 2009 Salı
27 Nisan 2009 Pazartesi
Hayatı kavra o zaten sensin...
Ne kadar acı, hiç birşeyi kontrol edemezken bir çok şeyin kontrolümüzde olduğunu zannetmek,
Ne acı, hiç birşey bizim değiken bir çok şeyin bizim olduğunu zannetmek,
Ne kontrol etmek, ne de bencilce sahiplenmek, herkese ve her olaya olduğu gibi bakabilmek, olduğu gibi anlayabilmek...
Ağzımızda bir lokma, çıkartsan çıkartamıyorsun, yutsan yutamıyorsun, bu nedir bilmiyorsun, bakıyorsun yok ama sen boğulmaya devam ediyorsun...
23 Nisan 2009 Perşembe
İsmini Sen Koy...
Biriktiririm avucumda,
Geçemez hiç bir hücrem senden,
Güne başlarken seninle, gün sonuna kadar, bi de yatarken
Varsın hep aklımda,
Sanırsın ki uzaksın, oysa hiç bu kadar yakın olmamıştın,
Hep gözlerimin önünde,
Kokun üzerimde, saçların ve tenin gibi...
19 Nisan 2009 Pazar
Yaşanamayan anlardan, yaşanmış hayat çıkar mı...
Bir varmış, bir yokmuş, belki hiç olmamış... belki hep olacak...
Sıcacık yüreklerle kavradı eller, gözler ve sonra ürkeklikler... Şimdi aynı atan iki ayrı kalptiler... Belki de hiç aynı atmamışlardı... Şimdi katildiler, kalplerinde parmak izleri...
Kulaktan, tene...
5 Nisan 2009 Pazar
Yalnış.....
1 Nisan 2009 Çarşamba
Mucize... Bahar ve Aşk...
Bahar bir mucize doğurdu, aşk.
Şimdi beyaz atlı prensini bekleyenler, prenses kıyafetlerini giydiler ama bir soru takıldı akıllarına; "Ben beyaz atlı prensimi bekliyorum ama ben prenses miyim?"
Orkestra şefi sopasını uzattı, aynı enstrümanlar, başka melodi çalmaya başladı. Önce dil başladı aşk aşk diye inceden, ardından basa basa kalp titredi aşk diye. Gözler parladı dilin devam edeceği aşkı mırıldanmaya. Dil söyledi söyledi ve haykırdı göğe, güneşe kadar aşk diye. Artık eller, ayaklar hepsi aşk diyordu bahar sonatında...
Ve bir mucize oldu; düşünce konuştu, bahar uyandı, şef durdu, dil sustu, kalp de durdu, düşünce ruh dedi. Ruh, ben aşkım dedi. Beni çağırdın ama ben hep vardım, yakındaydım, içindeydim. Sen beni beklerken ben burdaydım hiç gitmedim. Sen beni duvarların arkasında, toprakların altında, okyanusların dibinde bıraktın ama ben aşkım ne yaparsan yap parlarım. Ben bir mucizeyim, sana umudu veririm, aşk ol diye. Umudun mucize olur aşk olursun, ruh olursun, ruhum olursun, biz oluruz. Sonra en mükemmel şeyi seni görürüm aynada.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)